top of page

Bilim Kurgu Sinemasında Renklerin Anlamsal Kullanımı

  • Writer: Sarnav
    Sarnav
  • Apr 7
  • 5 min read

Renkler hem bilimsel hem de psikolojik anlamda güçlü fenomenlerdir. Farkında olalım ya da olmayalım, onları hayatımızın hemen her alanında hissederiz. Bazen yeni anlamlar kazandırırlar, bazen de var olan anlamları daha görünür ve anlaşılır kılarlar.


Bilimsel olarak bu konu, “Renk Teorisi” başlığı altında ele alınmıştır. Isaac Newton’un renk tayfları üzerine çalışmaları ve Goethe’nin renk şeması bu alanın temel taşlarını oluşturur. O günlerden bu yana farklı renk çarkları (ana, ikincil ve üçüncül renkler ya da türlü karışımlar) oluşturulmuş ve bazıları kanunmuşçasına kabul görmüştür.


Elbette bu konunun insani boyutu da var. Eğer genel olarak daha az tercih edilen bir rengin, örneğin kahverenginin, hayranıysanız, o renk sizin için görsel hafızanızda baskın ve öncelikli hale gelebilir. Burada duygular ve aynı zamanda renklerin bizde uyandırdı hisler esas rolü oynamaktadır.


Bunun dışında, renklerin en kıymetli kullanım alanı şüphesiz ki her türden sanatsal faaliyetlerdir. Ben de bugün bu konuya istemsizce giriştiğimi fark ettim.



Bu sıralar, görsel tasarım konusunda çok becerim olmasa da basit birkaç tasarım oluşturdum. Bunları yaparken gözüme hoş gelen, estetik olan renk ve biçimlere değer verdim vermesine ama ne yapacağımı bilemediğim anlar da oldu. Bu noktada, mevcut tasarımlara göz atmanın en mantıklı çözüm olacağına karar verdim


Eski yazılarımda değindiğim “kitap kapağı albenisi” konusunu da hatırlayarak, yabancı basımlarda nelere yer verildiğini inceledim. Özellikle dönemin (1970-1990 arası yıllar) seçkin isimlerinin yapıtları bence pek başarılı ve incelemesi gayet iç açıcı. Tabii ki amacım onlar gibi bir tasarı oluşturmaktan ziyade, ana temayı baskın kılacak ya da ortaya çıkaracak renklerin kullanımına izin vermekti.


Kitapların görsel yanı, kapaklarındaki sabit tasarılardan ibaret olduğundan bu düşüncemi daha akışkan bir hale getirmek istedim ve bilim kurgu sinemasında yer alan filmleri düşündüm. Hem posterlerini inceledim hem de temalarını ortaya çıkaran renklere göz atmak için bazı sahnelere ve kesitlere göz gezdirdim. Ve böylece bir daha, aslında tahmin etmekte hiç güçlük çekmediğim, beni şaşırtmayan renklerle karşılaştım. Fark ettiğim durum ise bu renkleri çoktan içselleştirmiş olmamdı. Onları, türle, anlatılanlarla, temayla, belki yapım içinde yer alan taraf, simge ya da sembollerle bağdaştırmam pek zaman almıyordu. Çünkü filmler zamanında ya bu renklere yön vermişler ya da psikolojik anlamda bizleri doyurmanın yollarını bulmakta gecikmemişler.



Böylece öncelikli olarak tercih ettiğim bilim kurgu sinemasına biraz zaman ayırdım ve eserden ziyade renk bazında hareket ettim. Böylece aklıma gelen belli başlı renkler aslında bana, esasında göz önünde olan anlatılar sunuyorlardı.


Konu her zaman, “Kırmızı renk aşk ve romantizm anlamına geliyor işte,” demek kadar basit değil. Doğru, romantik sahnelerde bunlara yer verilebilir ancak bu bir romantik komedi örneğiyse muhtemelen kırmızının esamisi bile okunmayacaktır. Bu yüzden tema ya da eser bazında araştırmadığımı belirtmek istedim. Kaldı ki bu her zaman tek renk olarak ele alınmamalı da.


Örneğin kırmızı-turuncu ve tonlarını düşünelim. Belki de içine biraz sarı katabiliriz. Size hangi temaları çağrıştırıyor? Sıcak renkler, öyle değil mi? Belki buradan yola çıkabilirsiniz. Şimdi sıcaklığı artırın, artırın, abartın. Ortada hiçbir şey kalmayana kadar, yakın, kavurun; sadece toz ve kum zerreleri kalsın.


Şahsen aklıma gelen tema öncelikli olarak “kıyamet sonrası” (post-apocalyptic) teması. Bilim kurgunun yerine göre daha ilkel ve vahşi ya da yerine göre el yapımı ilginç teknolojilerini barındıran filmler ve sahneleri canlanmış olabilir sizde de. Örnek verecek olursak belki “Mad Max”i düşünmüş olabilirsiniz. Belki “Blade Runner 2049”dan (baskın olan mor-pembe neon renklerin dışında) bazı sahneler aklınıza geldi. “Dune” serisi de buna güzel bir örnek. Evet, ortak nokta aslında kumul tepeler, çöl ya da üstünde yeşillik bitmeyen çorak arazi. Bunları anlatmak için mavi bir filtre kullanıldığını düşünebiliyor musunuz? Eğer mavi renk, kurguya ait bir anlamı taşımayacaksa absürt ve komik olurdu eminim ki. Fakat turuncunun temelinde kaotik olan ve diğerlerinden bağımsız görünen yapısı, arka plandaki cansızlığa ve durgun hayata uyum sağlayabiliyor.


Dune Part Two” and “Blade Runner 2049” Movie Posters


Başka bir renge geçelim. Yeşili olsun ama tonları olmasın bu defa, biraz daha tekdüze seçelim. Ara sıra ona eklenebilecek bir siyahlık katabiliriz. Yeşil dediğimizde çağrışım yapanlar da, üstteki örneğin aksine canlılık, yaşam, doğum, mutluluk ve pastoral temalar. Fakat vereceğim örnek biraz farklı.


Bahsetmek istediğim, cyberpunk türe dâhil olan bir yapım. “Matrix” serisinden bahsediyorum. Şimdi yeşil yerli yerine oturdu öyle değil mi? Bu kez canlılık, mutluluk ya da pastoral ögeler yerini karamsarlığa bırakıyor. Hatta alt metinde yer alabilecek doğum ve yaşam bile distopik bir çerçevede sunuluyor. Teknolojinin renklerinden biri olan ve türe de yakışan yeşil ise karşımıza kodların rastgele görünümlü akışıyla kazındı hafızalarımıza. Bu rengin gizemli yapısı, her yerde yer alan ancak ilk bakışta anlaşılamayan felsefi anlatıya doyuruculuk kazandırıyor. Siyah renk ile birleştiği sahnelerde ise başka bir ton gerektirmeden gölgesini kazanıyor ve ikisi birbirini tamamlıyor. Film süresince anlıyoruz ki, akışkan, sürprizlerle dolu, ciddi ama yapay ve teknolojik elementlerin bulunacağı bir yapımla baş başa olacağız. Öyle de oluyor sahiden.


Matrix Reloaded” and “Matrix Revolutions” Movie Posters


Şunu belirtelim. Bir yapım tümüyle tek renk olamaz ancak seçkin ve damga vuran sahnelerde tek rengin hükmünü görmek mümkün. Farklı konuların bulunduğu sahnelerde, onlarla bağdaştıracağımız başka renkler bulunacaktır fakat yapımın tümünü ele aldığımızda baskın olan renkler kendini belli eder.


Bir başka önemli nokta olarak, renkler tema olarak belirgin bir anlam içermenin yanı sıra, karakterler bazında da etkili rol oynayabiliyor. Bunları renk geçişleri olarak görebiliriz belki.


Film başladığında, karakterleri tanıdıkça anlatının temel renk tonları da belirginleşir. Yönetmen, başlangıçta bu renklerle temayı sunar; ilerleyen sahnelerde ise olaylar geliştikçe renk paletinde değişiklikler gözlemlenir. Karakter bir engelle tanışacak, onu aşmanın yollarını arayacak ve saire. Bu olay akışı ilerledikçe veya bir çözülüm yaşandıkça renklerin değişimini de göreceğiz.


Bazı filmlerin her sahnesindeki baskın renklerin sıkıştırılmış görseli - Kaynak


Belki kötü yöne çekilen bir karakterin, bir düşman/rakip/antagonist olarak doğuşuna tanıklık ederiz ve öncesine göre daha koyu tonlar ya da siyahın kendisiyle karşılaşabiliriz. Aklınıza gelen bir örnek var mı? Mesela "Yıldız Savaşları" serisindeki Anakin Skywalker'ın beyaz-mavi (bilgelik, koruma, iyi taraf) ağırlıklı masum renklerinin Darth Vader kişiliğini kazanırken tehlikeli ve ürkütücü olan kırmızı-siyaha (öfke, yıkım, kötü taraf) dönüşmesi gibi.


Aksine, bir şifa, yöntem bulan ya da arayışını olumlu yöne çeviren, zafer getiren karakter artık yavaş yavaş ışıklarla bezenmeye, açık tonlarla sarmalanmaya, canlılık kazanmaya başlayabilir. Buna da "Yüzüklerin Efendisi" serisinden Gri (denge, arabulucu, nötr) Gandalf'ın "ölümü" ve Ak (saflık, liderlik, umut, aydınlanmış bir dönüşüm) Gandalf'ın ortaya çıkışı örnek verilebilir.


Kısacası renkler, iki örnek için de, yalnızca kıyafet/eşya estetiği değil, karakterin psikolojik ve ruhsal konumunun bir göstergesidir. Anakin'in intikam arzusunu taşıyıp taraf değiştirmesi, karanlıklar içinde gizlenmesine ve hain planlar tasarlamasına yön verir. Gandalf'ın gri formundaki alçakgönüllü, dünyayı gözlemleyen hali ise beyaz halindeki bilge lider figürüne dönüşmesiyle tamamlanır.


Böylece renkler aracılığıyla aynı zamanda karakterlerin gidişatları hakkında fikrimiz olur ya da karakterin yolculuğunun tamamlandığını bu şekilde anlayabiliriz.


Sözün özü, renkler baskın olarak kendini gösterip türün tamamına olmasa bile esere yön verebilirler. Temadan ayrı olarak ele aldığımızda ise, karakterlerin ruh halleri, sahneler arası aktarım, farklı bir karakterin gösterimi, bir simge ya da sembole odaklanma gibi önemli noktalar yine onların aracılığıyla aktarılabilirler. Yani yönetmenin filmi kelimelerden ziyade renklerle yazdığına şahitlik ederiz.

Comments


Let Me Know What You Think

Thanks for submitting!

© 2023 by Sarnav. Powered and secured by Wix

bottom of page