top of page

2025 Yılının Kelimeleri

  • Writer: Sarnav
    Sarnav
  • 6 days ago
  • 8 min read

Son iki senedir hakkında yazdığım üzere 2025’te de yılın kelimelerini merak ettim ve araştırdım. Hangi kelime(ler) hangi kuruluş tarafından neden seçilmişler ve bunlar ne anlama geliyorlar hep beraber inceleyelim. Böylece dünyanın gidişatı ve düşünce tarzıyla ilgili genel bir fikir edinelim.


Öncesinde okumak isterseniz 2023 yılı kelimeleri yazım (İngilizce) ve 2024 yılı kelimeleri yazım.


Yılın son aylarındayken bazı konularda bu yıl neler olup bittiğiyle ilgili okumalar yapıyorum. Böylece hızlı bir geri bakışla nostaljik bir etki hissediyor, bireysel ve toplumsal olarak başımızdan geçen olumlu/olumsuz her şeyi bir çırpıda hatırlıyorum. Yazılarımı yazmaya başladığım 2023’ün sonuna doğru ele aldığım konulardan biri de, seneye damga vuran kelimelerdi.


Bunu hâlihazırda yıllardır devam ettiren bazı köklü ve bilinen sözlükler var. Kimi küresel ölçekte, kimi ülke bazında ve yerel sözcükler yayımlıyor. Kimi komite, kimi halk oylamasıyla seçiyor. Bu yazıyı yazdığımda,  Dictionary.com ve Collins Dictionary'nin kısa listeleri açıklanmış durumdaydı. Diğerleri çok geçmeden duyurulacaktır. Merak ediyorsanız, yakın zamanda  Cambridge Dictionary, Merriam-Webster ve Oxford sitelerini ziyaret edip öğrenebilirsiniz, henüz açıklanmadılar. Türk Dil Kurumu da 2025 kelimesini seçmemiş.


ree

Photo by Mick Haupt on Unsplash


Seçim yapan farklı sözlük siteleri ve seçtikleri birçok sözcük bulunsa da, her birini önemle inceliyorum. Çünkü bunların arasından, dünyanın psikolojisini tahlil eden nokta atışı anahtar kelimeler çıkabildiğini düşünüyorum.

Hepsini bir arada görebileceğiniz bu sayfada, seçimleri uzun süredir devam ettiren sekizden fazla farklı kuruluş var. Kendimi onların yerine koyduğumda, yaşadığımız koca 365 güne hangi kelime(ler) etki ederdi diye düşündüğümde, nereden başlamam gerektiğini bile çözemiyorum. Bu yüzden değişik bakış açılarıyla ortaya atılan kelimelerin olması doğal ve şahsen ilgi uyandırıcı. Yine de, sayfayı incelediğimde göze çarpan bazı konular var.


Bilirsiniz, bazı dönemler –ki bunlar genelde on yıllık olur– bir isimle adlandırılır, o dönemin çarpıcı yenilikleriyle taçlandırılır. Akılda kalıcı gelişmelerle bağdaştırılarak hatırlanır, hakkında konuşulur. Örneğin, milenyum diye sevdiğimiz 2000'ler dolayları: Dijital çağa geçişin bangır bangır hissedildiği, her yere nüksettiği dönemdi. Teknolojik gelişmeler dünyanın her yanında, o ya da bu biçimde varlığını gösteriyordu. Böylece beklenen gerçekleşti; alakalı kelimeler, cümleler, yakıştırmalar halk nezdinde yer edindi ve normal karşılandı. Çünkü herkesin bildiği ama geçmiştekinden farklı her şeye yeni adlar verilmeliydi.


İnsanın bu tutumu elbette değişmiyor. Değişimin kaçınılmazlığı gerçekliğimize yansıdığı kadar, akla ve dile de aynı derecede yansıyor, bunu biliyoruz. Özellikle popülerleşen durumlar, olaylar, kişiler, yenilikler bunların belirlenmesinde etkin rol alıyor


Ancak bu kelimelerin seçiminde en büyük rolü oynayanları şu şekilde görüyorum: İnternet (ki detaylıca bakıldığında son on-on beş yılda sosyal medyaya evrildi), ABD (etkin medya kullanımı ve popülerleşme gayretiyle küreselde baskın), nesil (içine doğdukları dönemdeki her şey onların doğalı), politika (dünyanın her yerinde her zaman geçerliliği olan o lanet konu) ve ekonomi (kelimenin tam anlamıyla herkesin her gün bir şekilde etkileşimde bulunduğu ve kendini sıkça belli eden diğer konu).


Hepsinin önemi göz ardı edilemezken, ana kümenin kesinlikle internet olduğunu düşünüyorum. Çünkü bünyesindeki içerikler diğerlerini kapsıyor ve doğrudan etki ediyor. Bu yüzden son yıllardaki kelimelerin büyük çoğunluğu ya onunla alakalı ya da onun üzerinden paylaşılan içeriklerle ilintili. Yüzyılın bir kelimesi olsaydı, bana kalırsa şüphesiz “internet” olurdu, tıpkı yüzyılın icadı gibi.



Açıklanmış kelimelere gelelim yavaştan. Öncesinde, hızlıca ve detaya girmeden 2024’te seçilmiş bazı kelimeleri hatırlatmak istiyorum:


  • Cambridge Dictionary (komite seçimi): “manifest”. İnternet/sosyal medya ve nesil ile alakalı. (2025 kelimesi muhtemelen Kasım sonuna doğru belli olacaktır)

  • Collins English Dictionary (komite seçimi): “brat”. İnternet/sosyal medya ve nesil ile alakalı. (2025 kelimeleri belli ve aşağıda detaylıca işleyeceğim)

  • Dictionary.com (komite seçimi): “demure”. İnternet/sosyal medya ile alakalı. (2025 kelimeleri belli ve aşağıda hızlıca değineceğim)

  • Merriam-Webster (komite seçimi): “polarization”. Politika ile alakalı. ****(2025 kelimesi muhtemelen Kasım sonu veya Aralık ortasında belli olacaktır)

  • Oxford (halk seçti): “brain rot”. İnternet/sosyal medya ve nesil ile alakalı. (2025 kelimesi muhtemelen Kasım sonu veya Aralık ortasında belli olacaktır)

  • TDK (komite 7 kelime oylattı, halk seçti), “kalabalık yalnızlık”. İnternet/sosyal medya ve nesil ile alakalı. (2025 kelimesi geleneksel olarak Aralık’ta belli olacaktır)



Bu yıla gelelim. Belirttiğim üzere bu yazının yayımlandığı tarih itibarıyla, henüz iki kaynak listesini paylaşmış durumda. Collins ve Dictionary. Bense Collins üzerinden hareket etmeyi seçtim. Yoksa her ikisiyle yeterince uzayacak. Collins on sözcüklük bir kısa liste belirlemiş. Kazananı en sonda belirttim.



  • Aura farming:

İngilizce açıklaması: "the deliberate cultivation of a distinctive and charismatic persona”.

Türkçesi: “ayırt edici ve karizmatik bir kişiliğin bilinçli olarak geliştirilmesi”.


Sosyal medya/nesil etkisiyle oluşturulmuş bir tanesi. Hepimiz “meme”lerin ne olduğunu biliyoruz artık. Bilmeyene ilk bakışta alakasız gelecek kısa video ya da görsellerle aktarılan ve başka bir anlama atıf yapan yorumlar, bütün sosyal medyanın alt yapısı artık. Bu da onlardan biri. “Çok uğraşmadan havalı görünme” gibi bir kullanımı olduğunu biliyorum. “Aura” (karaktere özgü izlenim) ve “farming” (vakit ayırarak elde etme). “Sakin bir özgüven gösterisi” olarak çevirirdim sanırım. Sosyal medyadaki norm, her konuyu bilir gibi davranıp aynı zamanda çaba sarf etmeden rol kesmek olduğundan bu kelimenin kullanımına rast gelmek olağan. Bunu en iyi beceren yeni nesil demiyorum ama bununla özdeşleşenler onlar. Bu da kaçınılmaz zaten.


  • Biohacking:

İngilizce açıklaması: "the activity of altering the natural processes of one's body in an attempt to improve one's health and longevity”.

Türkçesi: “sağlığı ve ömrü uzatmak amacıyla vücudun doğal süreçlerini değiştirme faaliyeti”.


Görüldüğü üzere, "bio" (canlı tanımını yapan) ve "hacking" (bir şeyi gündelik/sıradan hale getirme eylemi) birleşimiyle oluşmuş. Anlatılmak istenen: İnsanların bilimsel yöntemlerin yanı sıra, sıra dışı ve sorgulanabilir (ama sosyal medyada pazarlanabilir) temizlik/bakım ürünleriyle kendilerini "daha sağlıklı" hale getirme çabası. Hepimiz o "zayıflatan" çayları biliyoruz: Ne kadar leziz, ne kadar inceldim. Üç günde otuz kilo! Birkaç güne kayropraktik seansımın da randevusu var zaten.


  • Broligarchy:

İngilizce açıklaması: "a small clique of very wealthy men who exert political influence”.

Türkçesi: “siyasi nüfuz sahibi çok zengin erkeklerden oluşan küçük bir grup”.


Anlaması kolay bir başka kelime: "Brother" + "oligarchy" birleşimi. Oligarşinin tanımı yukarıda zaten. Burada etmen erkek egemenliği vurgusu. Konu ise bu defa hem politika hem ekonomi. Dünyanın en zenginleri listesinde akla gelenler bunlar. Peki, neden "bro"? Birbirlerini sevdiklerinden değil elbette. Özellikle ABD menşeli olan bu zenginler, haberlerde görüldüğü üzere, başkanlık yemininde en ön saflarda yer buldular. Hepsi kardeş kardeş oturdu. Aman, “zengin biraderler”, yanlış yapanı yakarlar.


  • Clanker:

İngilizce açıklaması: "a derogatory term for a computer, robot, or source of artificial intelligence”.

Türkçesi: “bilgisayar, robot veya yapay zekâ kaynağı için aşağılayıcı bir terim”.


“Hayda, durduk yere neden teknolojiyi aşağılıyoruz?" Eh, artık herkes robot yapıyor. Seneler önceki drone’lar (tam Türkçesi yok galiba) bile demode kaldı, ele ayağa düştü. Hatta savaşlarda yüksek etki bırakan insansız hava araçları (bunlar da bir tür drone mu?) teknolojinin son harikası unvanını kaybediyor. Bu, ergen akrabanızın konuşmasını çözememişken daha küçüğünün hareketlerine anlam verememek kadar yeni. Abartıyorum tabii, drone'lar hâlâ güncel. Ama evet: Yemek taşıyan veya kıvrak manevralar yapan robotlar normalleşiyor dünyada. Yapay zekâ konusunda ağzımı bile açmayacağım zaten, süratle yaşlanıyor ve her seferinde nasılsa tekrar doğuyor. Şimdi ise, gündelik yaşantımızda yer edecek bu robotlarla bütünleştirildiklerini düşünün. Bir yandan sorgularınızı gerçekleştirirsiniz bir yandan çamaşırlarınızı katlatırsınız. Fakat sizi ele geçirmelerine asla izin vermeyin ve hatta gerekirse onları bu kelimeyle aşağılayın. “Clank” madeni yüzeyin veya metal objelerin çıkardığı ses için kullanıyor aslında. Bir tür çınlama mı deriz bilemedim. Ben de bu kelimeye “çınlatıcılar” ya da “çınçınlar” demek istiyorum. Dikkat: Fazla “cl*nker” kullanımı yakında çıkacak robot kanunları tarafından küfür kabul edilebilir. (2035 haberi gibi). Ben şimdiden kendimi garantiye alıp otosansür uygulayayım. “Lanet olası çınçınlar!“


  • Coolcation:

İngilizce açıklaması: "a holiday in a place with a cool climate”.

Türkçesi: “serin bir iklime sahip bir yerde tatil”.


Oh be kardeşim! Sonunda eli yüzü düzgün, iç ferahlatan bir sözcüğe rast gelebildik. Yine de, sevip de kopamadığımız (ama sürekli kötülediğimiz) sosyal medyadan geliyor, iyi mi? Bizim dışımızda her yer turist dolu olunca ve uygulamalar gösterişi teşvik edince “influencer” arkadaşlar sade rotalardan sıkıldı; bilindik yerler yerine cafcaflı olanları tercih etti. Neyse ki kedilerimiz imajımızı kurtarıyor. İstanbul hâlâ "havalı tatil yeri". Umarım öyledir.


  • Glaze:

İngilizce açıklaması: "to praise or flatter (someone) excessively or undeservedly”.

Türkçesi: “(birini) aşırı veya hak etmediği şekilde övmek veya iltifat etmek”.


"Arkadaşım, bu kelimenin anlamı var zaten. Donutların üstüne dökülünce parlatan katmana denilmiyor mu?" diyorsanız, siz de benim gibi tatlı sever birisiniz. İlk anlamı: "Çanak çömlek parçasının üzerine sürülen, fırında sertleşip parlaklaşan ince sıvı tabakası". Türkçesi "sır" veya "cila". Donut'lar ve çanaklar değerli sonuçta; "çıtı pıtı" olsun diye saydam tabaka döküyoruz, yemesi/bulundurması keyifli diye. Sözel anlamda başkalarına yaparsak, "göz boyamak"tan öteye geçmiyoruz. Bu kelime de tahmin ettiğiniz yerden bulaştı, adını yeterince andık. Hatırlatalım: Herkes harika değil ve bu durum insani arkadaşlar. Ama Sosyalmedyaistan'da güzellik anlayışı farklıymış. Bak yine dayanamadım da isim verdim.


  • HENRY:

İngilizce açıklaması: "high earner, not rich yet: a person who has not accrued substantial wealth from their high income due to their lifestyle or external financial demands”.

Türkçesi: “yüksek gelirli, henüz zengin olmayan: yaşam tarzı veya dışsal finansal talepler nedeniyle yüksek gelirinden önemli bir servet biriktirememiş kişi”.


"Hadi ama bunun da bir isim olduğunu biliyorum!" Evet, hak veriyorum ama o Henry, HENRY değil. Açıklama net, fazla konuşmaya gerek yok. İlk defa duyuyorum; konu ekonomi olunca zayıfım. Görünen o ki, asla bir HENRY olamayacağım. İyi mi kötü mü, onu da çözemedim. Neden büyük harfle yazıldığını veya isimle bağdaştırıldığını belirtmemişler. Bazen bazı isimler bir sözcüğün yerine kullanılır, bilirsiniz. Muhtemelen o tarz bir yakıştırma olmalı. Bizdeki karşılığı hangi isim olmalı dersiniz?


  • Micro-retirement:

İngilizce açıklaması: "a break taken between periods of employment in order to pursue personal interests”.

Türkçesi: “kişisel ilgi alanlarını geliştirmek amacıyla istihdam dönemleri arasında verilen ara”.


İşte HENRY’lere yakışır bir uygulama. Demek ki “mikro ölçekli emeklilik”lerini seviyorlar ve sık ara verip harcamalar yapıyor, hobilerine yöneliyorlar ve iş tükenmişliğinden kaçış yollarına herkesten çok başvuruyorlar. Tam çalışan kuşağın sürekli iş değiştirmesine benziyor. Bizim ülkemizde bu zorunluluktan tabi, keyfiyetten değil. Üstelik sürekli çalışma, az kişisel ara var. Bizde ne normal emeklilik anlayışı ne de onun böylesine küçük ölçekleri makul. Bizlik bir şey yok, devam edelim.


  • Taskmasking:

İngilizce açıklaması: "the act of giving a false impression that one is being productive in the workplace”.

Türkçesi: “iş yerinde üretken olduğu konusunda yanlış bir izlenim verme eylemi”.


Hani şu günde iki-üç e-mail yollayıp yorgun gözüken arkadaşlar var ya, işte onlara tercihen daha nazik bir kelime kullanabilirsiniz artık. “Görev maskeleyenler”. Böyle de kendilerini süper kahraman zannetmesinler? Yanlışlıkla “glaze” yaptık görüyor musunuz?


Kazanan kelime:

  • Vibe coding:

İngilizce açıklaması: "the use of artificial intelligence prompted by natural language to assist with the writing of computer code”.

Türkçesi: “bilgisayar kodlarının yazılmasına yardımcı olmak için doğal dil tarafından tetiklenen yapay zekâ kullanımı”.


İşte yapay zekânın güncel etkisi. “Artık herkes kod yazabilir!” başlıklı yazılara denk geldiyseniz aslında hepsi bir şekilde “vibe coding”ten bahsetmekte. "Vibe", belirli bir ruh hali/hissi temsil eder ve genelde olumludur. Buradaki mantık da, kod yazmanın verdiği o yıldıran, saç baş yolduran, kahvelere esir bırakan ve ilginç küfürler icat etmeyi sağlayan zorlu yapısını yapay zekânın desteğiyle azaltmak ve hatta bunu yaparken mantıksal yapıdan uzaklaşıp olabildiğince hislerle yazılım oluşturmak. “Keyfî kodlama” demek isterim buna. Ancak öneriniz varsa paylaşınız. Bu durum, özellikle de kodlamayı hayatı yapanlar için günah sayılabilecek bir kelimedir herhalde. Yani aslında tartışmalara gebe bir seçim bu. Tıpkı, yapay zekâ ile kitap/resim/müzik yapılmaz tartışmasına benzer ama muhtemelen bunun da ötesinde ateşli bir tartışma yaratmaya yatkın.


ree

Photo by Yannick Pipke on Unsplash


Şimdi yukarıdaki gibi detaya girmeden Dictionary sitesinin kısa listesi ve kazananını belirtelim:

  • Agentic (İstenileni özerk bir şekilde yerine getirebilen ve bağımsız kararlar alabilen yapay zekâ ve teknolojileri tanımlamak için kullanılan bir kelime. - Teknoloji tabanlı)

  • Aura farming (Üstte belirttik)

  • Broligarchy (Üstte belirttik)

  • Clanker (Üstte belirttik)

  • Dynamite Emoji (Ünlüler yüzünden ortaya çıkan, geçiciliği çok belirgin, listeye girmesi bile abes. - ABD ve sosyal medya tabanlı)

  • Gen Z stare (Z kuşağının boş veya ifadesiz bakışı ifade eder. - Sosyal medya ve nesil tabanlı)

  • Kiss cam (Uzun zamandır özellikle ABD’de maç öncesi ve aralarında kalabalığı meşgul etmek için kullanılan ve insanların öpüşmesi için işaret veren kamera takibi. Denk geldiyseniz Coldplay konserinde “meme” haline de gelen bir vaka yaşanmıştı. Her zamankinden çok konuşulduğu için buraya eklenmiş olmalı. - ABD ve sosyal medya tabanlı)

  • Overtourism (Popüler konumlara yolculuk eden turistlerin aşırı akınının, çevresel baskıya, kültürel bozulmaya ve yerel halkın hoşnutsuzluğuna yol açması. Hâlbuki Collins 2024’te benzer bir kelime olarak “anti-tourism”i sunmuştu. - Kültür, ekonomi ve sosyal medya tabanlı)

  • Tariff (Nisan 2025’te ABD’nin ticaret yaptığı ülkelerle olan anlaşmalarındaki yeni tarifelerinden ötürü o süreçte gündemden hiç düşmeyen bir kelime olarak burada yer verilmiş. - ABD, politika ve ekonomi tabanlı)

  • Tradwife (Evcil ve muhafazakâr kadınlık modeli olarak zaten var olan “traditional wife” kelimesinin alt kültür olarak benimsenerek tekrar gündeme gelmiş hali. - Kültür ve sosyal medya tabanlı)


Kazanan “kelime”:

  • 6-7 (Altı yedi. Seneye bu sözlüğe bakmayacağım sanırım. Bu “kelime” hiçbir anlam ifade etmiyor. Bir “meme”miş. Tamamıyla anlamsız hatta açıklaması şu şekilde: “67'nin belki de en belirgin özelliği, tanımlanmasının imkânsız olmasıdır. Anlamsız, her yerde bulunan ve mantıksızdır.” Özellikle bu sıralar çokça denk geldiğim ve kimsenin tam olarak ne olduğunu bilmediği ancak yine de kullandığı bir meme. - Sosyal medya ve nesil tabanlı)



Görüldüğü gibi, dile hem yeni kavramlar giriyor (uydurmacalar veya birleşimler) hem var olanlar yeni anlamlar kazanıyor. Buna neolojizm deniyor: Dilin güncel olaylarla dağarcığının zenginleşmesi. Tabii İngilizce ve ABD odaklı olunca etkisi görece az. Bu yüzden TDK’nin neler sunacağını merak ediyorum. Bireysel ve toplumsal anlamda düşünürseniz, sizin 2025’e kelimeleriniz nelerdir?


Sanırım benim için bu “İlkgüz” olurdu. Çünkü sürekli olarak topluluğumuzla ilgili konuşmalar, görüşmeler ve fikir alışverişlerimiz oluyor ve aklımdan çıkmıyor. Toplumsal bağlamda ise aklıma olumlu bir sözcük gelmiyor maalesef. Ancak her duruma ve zorluğa karşı göğüs germekten başka çaremizin olmadığı şu yaşamımızda “Direnç” kelimesini seçerim.

Comments


Let Me Know What You Think

Thanks for submitting!

© 2023 by Sarnav. Powered and secured by Wix

bottom of page