top of page

Bir Ömür Bir İz

  • Writer: Sarnav
    Sarnav
  • Oct 6
  • 2 min read

Hepimizin düşündüğü, bir kısmımızın yaptığı ve hiç kimsenin reddedemediği bir konuya biraz kafa yoralım. Umarım siz de hayatınızda olup bitenlere hızlı bir göz atma vakti bulursunuz. Kişisel tüketim ve üretimlerimizi, güncel düşüncelerimle paylaşmak istedim.


Çocukken pek oyun oynamazdım; muhtemelen benden daha çok oynayanlar vardı. Yine de hem fiziksel hem dijital oyunları çoğunlukla yalnız başıma oynardım. Her seferinde elimdekilerin ne kadar keyifli olduğunu fark ederdim. Bunu, kaynakların kısıtlılığına, belirli saatlere (önce ödev, sonra oyun) ve hayal gücümü çeşitli yollarla kullanabilmeye bağlıyorum.


Zamanla oyunlarımı çeşitlendirdim. Kağıt-kalemle içli dışlı olunca, kurallarını kendim belirlediğim basit oyunlar tasarladım ve bunları hayal gücüme kattım. Dijital oyunlarda da aynı dürtüyü hissederdim ama o hep bir fikir olarak kaldı. Sürekli "Keşke şöyle olsaydı" ya da "Bunu yapabilsem ne güzel olurdu" diye düşünürdüm. Bu, daha fazlasını üretme arzusuydu. Bilgim yetersizdi diye dijitalde gerçekleşmedi elbette ama sektörün sürekli gelişmesiyle, isteklerimiz farklı biçimlerde hayat buluyordu.


Yıllar sonra bu dürtüyle yeniden karşılaştım, bu kez kitaplar işin içindeydi. Okudukça benzer düşünceler kurduğumu fark ettim: "Keşke karakter şöyle biri olsaydı" ya da "Bunu söyleseydi ne kadar ilginç olurdu." Bunlar, kitabı kendi yönüme çekme arzusuyla ilgiliydi. O zamanlar, "Aynısını yapmalıyım, kendi öykümü yazmalıyım" diye düşündüm. Yetersiz hissettiğim için birkaç denemeyle yetindim tabii. Kitap okumak hem daha zevkli hem de daha az yorucuydu.


ree

Özünde, bir farkındalık geliştirmiştim. İnsan, sevdiği her tüketiminde (bu her ne olursa olsun) onun yerine yenilerini koyma dürtüsüne kapılabiliyordu. O an başaramasa bile, bu arzu bir gün mutlaka geri dönüyordu. Oynadığımız için oyunlar oluşturmak, okuduğumuz için hikâyeler ve şiirler yazmak istiyorduk.


Çünkü henüz keşfetmesek bile, hepimizin sevdiği hobiler, uğraşlar ve işler vardır. Biliriz ki, bunların peşinde üretim yapmak bize gerçek bir tatmin sağlar. Üzerlerinde geçirdiğimiz zamanlar, fark etmesek de deneyimler biriktirir bize. Kaç yaşında olursak olalım.


Bunu bireysel bir hayat ilkesi haline getirmekten yanayım. Kişi, (tercihen) tükettiği alanda elinden geleni yaparak bir şeyler üretmelidir. Bulanık kısım, bunun ne zaman, nasıl ve ne ölçüde gerçekleşeceğini bilemememiz. Asıl önemli olan ise, bu fikri aklımızda tutmak, mümkünse süreklilik kazandırmak (ara sıra uğraşarak) ve normalleştirmek.


Ama bunu yaparken ne kendimizi ne de başkalarını yargılamamalıyız. Odak öncelikle kendimizde olmalı. Üstelik bunu bir zorunluluk gibi görmemeli, hayatın akışına bilinçli biçimde yedirebilmeyi öğrenmeliyiz.


"Hayatınızda dikili bir ağacınız olsun" derler ya, bence bu söz tam da konuya uyuyor. Belki bir ağaç kesmedik ama bir ömür tüketiyoruz. Sınırını bilmediğimiz bu hayatta ne kadar çok üretirsek o kadar uzun yaşıyoruz.

Comments


Let Me Know What You Think

Thanks for submitting!

© 2023 by Sarnav. Powered and secured by Wix

bottom of page