Kişisel Edebi Hedefler Belirlemek
- Sarnav
- Sep 29
- 3 min read
Sonbahar ve ardından gelen kışın olası rehavet etkisine karşı şimdiden önlem almak için kendime bir meydan okuma hedefi koyuyorum. Zencefilli, ballı, karanfilli, tarçınlı bir ıhlamurun sıcaklığı gibi bu hedefin içinizi ısıtmasını umarak sizleri de bu yolculuğa davet ediyorum.
Amacım bir tür yenilenme yolculuğu başlatmak. Bu yazıyı bir bahane olarak görüp benimle birlikte harekete geçmek isteyenlere bir işaret fişeği olmasını diliyorum. Şahsen, önümüzde uzanan mevsimlerin güzelliklerini sevsem de, boğucu ve karamsar bir havanın etkisine kapılabileceğimizin farkındayım. Bu yüzden, öncü bir adımla kendime abartısız hedefler koymayı ve mevcut hedeflerimi taze tutmayı planlıyorum.
Bu yolculuğa başlarken sizin de kendi hedeflerinizi belirlemenize ilham olacak bir yazı olmasını umuyorum.

Niyeti erkenden belli eden bir cümle gibi görünebilir ama öyle değil: Hedeflerinize ulaşamamak tam anlamıyla bir başarısızlık sayılmaz. Çünkü hedefler genellikle anlık verilen kararlar olduğundan, sürecin kendisinden daha duygusal ve kabul edilmesi kolay görünümlüdür. Esas olan, hepimizin bildiği gibi, verdiğimiz mücadeledeki devamlılık ve bu uğurda ortaya koyduklarımızdır. Evet, belki bir sonuca ulaşamasak da kendimizi bu zorlayıcı testlere tabi tutmak ateşleyici, öğretici ve teşvik edici bir deneyimdir.
Bundan ötürü, makul, aşırı duygusal olmayan, ulaşması görece kolay ama bir yandan da işin usulüne uygun ve teşvik edici hedefler belirlemek olumlu bir katkıda bulunabilir.
Kendimden birkaç örnek vereyim. Bunlardan bazıları zaten üzerinde çalıştığım, bazıları ise yeni hedeflerim. Umarım size de ilham verirler.
Yıllardır öncelik gibi hissettiğim ama bir türlü hayata geçiremediğim bir hedefle başlayayım: Kitabımı bastırmak. Sorun şu ki, her yıl farklı bir kitap içeriğinin daha uygun olacağına karar verip yazdığım metinleri bu doğrultuda şekillendiriyorum. Bu yüzden bir türlü tek bir konuya odaklanamıyorum. Bu kararsızlıktan kurtulup kesin bir karar almak, benzer durumda olanlar anlayacaktır, epey çetrefilli. En azından böyle hissettiriyor. Kısacası, sene içerisinde bir kitap çıkarmak hedef tahtamdan hiç düşmeyen bir hayal gibi. Bu hayali gerçeğe dönüştürmek ve onu emekliye ayırmak istiyorum artık. Yıl bitmedi, hâlâ umutluyum, ama uzatmaları oynadığımın da farkındayım.
Herkes gibi benim de bir kitap okuma hedefim var. Yıllık hedeflerinizi takip edebileceğiniz platformlar olsa da, kendi notlarınızı tutmak da yeterli. Yılda kırk sekiz kitap okuyabileceğimi düşünerek bir varış noktası belirledim. Ne mutlu ki, kitap kulüplerimizin varlığı bunu gerçekleştirmemde kolaylık sağlıyor. Ben de buna göre hareket edebileceğimi düşündüm. Ek olarak okuduğum kitaplar da sosu, çeşnisi oluyor. Ama şunu unutmamak gerek: Öylesine okumalar yapmak bir yanılsamadan ibaret. Amaçlarımıza ulaşırken dürüst olmalıyız, yoksa yemeğin tadını fazla tuzdan alamayız.
Bu konuya her değindiğimde aklıma Ray Bradbury’nin bir sözü geliyor: “Üst üste 52 kötü kısa hikâye yazmak imkânsızdır.” (Bu konuda yazdığım İngilizce yazıya buradan ulaşabilirsiniz.) Bu cümle, duyduğumdan beri aklımdan çıkmadı ve ona yürekten inanıyorum. Bradbury’ye göre iyi bir yazar olmak için durmaksızın yazmak şart. Bu bağlamda düzenli öyküler yazmaya karar vermiştim ama haftalık yerine aylık yazmanın daha uygun olacağını düşündüm. Gelin görün ki, işler her seferinde istediğimiz gibi gitmediğinden bu hedefimi gerçekleştirememiştim.
Ancak en başta imzaladığımız anlaşmamızda ne vardı hatırlayın: Asıl mesele bu yolda oluşturduklarımız. Böylece onları cebime koydum ve kendimle gurur duydum. Başarısız bir son içeren mücadeleden birçok öyküyle çıkarak normalde yapmayacağım bir işe kalkıştım. Bundan ötürü 2024’te sadece dört ve 2025’te şimdilik sadece beş öykü yazabildim ek olarak çokça (tamamlanmamış) öykü fikri not aldım. Her seferinde amacımdan uzak kalsam da, elimdekilerin değerini bilmenin doğru olduğuna inanıyorum. 2026’da aynı kararlılıkla devam edeceğim ve her yıl bir önceki yılı geçmeyi hedefleyeceğim.
Yazma konusunu irdelemeye devam edip yeni bir konuda gayrete giriştim. 2022’de şiire ve düzyazıya fazlasıyla vakit ayırmış, ama 2023’te ona veda etmiştim. 2024’te, İlkgüz’deki etkinliklerimiz sayesinde şevkim yeniden canlandı. Yine de istediğim düzeye ulaşamamıştım. Bu yıl ise nihayet ulaşıyorum diyebilirim. Görüyoruz ki bazen zamana bırakmak da etkili olabiliyor. Bazı şeylerin sadece akılda değil gönülde de pişmesi gerekiyor.
Şiir, edebiyatın gri alanı gibi; kurallardan ve ölçülerden bağımsız, özgür bir alan. Edebiyatın kendisi bile çoğu zaman bu kadar özgür değil. Şiir yazarken kişisel yaratıcılığınızı doruğa çıkarmak tamamen size bağlı. Ama bu, sandığımızdan daha zahmetli olabiliyor. Şiir son yıllarda kucak açsam da yavaş yavaş bu alanda bir meydan okuma başlatmanın doğru olacağını hissediyorum artık. Bunu bir zorunluluk olarak görmeden, ilham perilerimi mesaiye bırakmadan hareket edeceğim ve mümkünse haftada en az bir şiir ya da düzyazı yazarak küçük adımlar atacağım. Ne kadar zarif bir başlangıç, değil mi? Bakalım gerçekten de öyle mi olacak?

İlgilendiğim alanlarla ilgili aklıma gelen meydan okuma isteklerim bunlarla sınırlı değil ama önceliklerim şimdilik bunlar. Belki siz de kendinize yakın bulduğunuz, üzerinde çalıştığınız ya da geçmişte deneyip damak tadınıza göre yeniden şekillendirdiğiniz bir hedef listesi barındırıyorsunuz. Bu hedefler için kesin bir son tarih olmasa da, yıl sonu, belirli bir ay ya da önümüzdeki yıl boyu gibi zaman dilimlerini benimseyebilirsiniz. Özellikle verdiğim örneklerle ilgili tavsiyeleriniz, kendi mücadele alanlarınız ya da kişisel yolculuğunuzla ilgili düşünceleriniz varsa, yorumlarda paylaşmanız iştah açıcı olabilir. Teşekkür ederim.







Comments